Sporu erkekler yapar anlayışını aldığı madalyalar ile yıkan Rabia Kayahan başarısı ile yerelden evrenselliğe geçen kapılırı aralıyor. Sevgi baharda açan çiçeklerin, havada uçuşan polenleri gibi bırakalım da sevgi baharının kadın çiçekleri hayatımızda açmaya devam etsin.
HABER:OĞUZHAN ŞAHİNÖZ
Bilek güreşinde Türkiye’yi dünya genelinde temsil eden Rabia Kayahan, namı değer “Demir Leydi“ lakabının hakkını vererek dünya şampiyonluğu ve Avrupa şampiyonluğu ile ülkemizi gururlandırıyor. Rabia Kayahan son beş yıl içerisinde her sene düzenlenen dünya şampiyonasında kazandırdığı madalyalarla hem ülkemize hem de kadınlarımıza rol model oluyor. Gümüşhane’nin Torul ilçesinde yaşayan Rabia Kayahan küçük yaşlardan beri spor alanına ilgi duyarak kendini geliştiriyor. Spor alanında bilek güreşi dalında on sekiz yaşında profesyonel anlamda başlayarak ilk müsabakasında Türkiye, Avrupa şampiyonu ve dünya ikincisi olarak ülkemizi gururla temsil etti. Kayahan bu senede düzenlenen Romanya Avrupa şampiyonasında üçüncü olarak dünya şampiyonasına gitmeye hak kazandı. Bilek güreşinin erkek sporu anlayışını yıkarak kadınlarında hem sporda hem de her alanda başarılı olabileceklerini göstererek toplumumuzdaki kadınlarımıza rol model olmaya devam ediyor.
Sporda Atatürk’ün izinde
Atatürk’ün spora karşı tutumunu benimseyen Kayahan, Ulu Önder Atatürk’ün idealleri doğrultusunda ilerliyor. Kayahan “Ulu Önder Atatürk’ün biz kadınlara verdiği değerin ve önemin farkındayım. Bu sebeple Atatürk’e minnettar kalacağız. Atatürk’ün bu vatanı biz gençlere emanet ettiğini unutmayarak, genç bir kadın olarak, bunu kendimize görev ve sorumluluk olarak benimsemeliyiz. Ben de bu doğrultuda ilerleyerek Ulu Önder Atatürk’ün bize emanet ettiği bu vatanı yılmadan çalışarak en iyi şekilde temsil etmeye çalışıyorum.” ifadelerini kullanan Kayahan başarı öyküsünde Atatürk’ ten ilham aldığını belirtti. Kayahan önce kendini ulusta düzenlenen müsabakalarda birincilikle kanıtlayarak kendini ve ülkemizi evrenselliğin kapılarını açıyor. Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ederek ulusumuzu gururlandıran Kayahan hedefinin dünya şampiyonu olmak istediğini ve bayrağını dünya şampiyonasında bütün ülkelerin önünde birincilik kürsüsünde dalgalandırmak olduğunu ifade ediyor.
Bilek güreşinde bileği güçlü kadınlar da var!
Sporu erkekler yapar anlayışına karşı çıkarak spor alanında bilek güreşi dalında kendini gösteriyor. Çevresinden aldığı tepkilerin ilk başta büyük olduğunu söyleyen Kayahan beni eleştiren herkese aldığım madalyalar ile cevap verdim diyor. Kayahan sözlerine şöyle devam ediyor: “Ben kırsal kesimde yaşayan bir kadın sporcuyum. Burada toplumsal tabular çok ön planda. Kadına spor yapmak yakıştırılmıyordu ben bu anlayışı yıkmak istedim kendime her zaman güvenen bir insandım. Bana spor yapmak yerine masa başı bir iş bulmam gerektiği söylendi hep. Ben mutlu olacağım işi yapmak istedim şimdi ise mutlu olduğum işi yapıyorum ve bir kadın olarak sporu biz kadınlarında yapabileceğini herkese gösterdim madalyalarımı gururla taşıyorum en büyük gururum ise ülkemi kadın bir sporcu olarak dünya genelinde temsil ediyor olmam.”
Hem bedenim hem de ruhum güçlü
Çocukluğunda ailesinin zor zamanlarına şahit olan Kayahan ailesini gururlandırmak ve soyadını tüm dünyaya duyurmak için savaşacağını ve asla pes etmeyeceğini söylüyor. Kayahan bu yolda bilgisini ve emeğini eksik etmeyen hocasına çok şey borçlu olduğunu belirtiyor. Kayahan, “Bana her daim inanan ve yanımda olan hocamın emeğini hiçe sayamam. Hayatıma kattığı her şey için ona borçluyum. Bir antrenör ve bir hocadan daha fazlası.” Antrenör Davut Altuntaş’a duygularını belirten Kayahan, “Aileme verdiğim sözler beni kamçılayan en büyük etkendi. Çocukluğumdan beri hep babama destek olmaya çalıştım. Bir erkeğin zorlanabileceği işlerde bile çalıştım. Bu nedenlerden dolayı kolay bir hayat hikâyem olmadı. Hayat insanların karşısına kolay aşabilecekleri durumlar çıkartmıyor. Zayıf olanlar pes etmeyi tercih ediyor. Ben pes etmeyi değil savaşmayı tercih ediyorum. Dedemi ve annemi peş peşe kaybettim ve on beş gün sonra katıldığım dünya şampiyonasında dünya ikincisi oldum. Bu zor süreçte pes etmedim bundan sonrada pes etmeyi düşünmüyorum. Bu sebeplerden dolayı benim hem bedenim güçlü hem de ruhum güçlü diyebilirim. Ailem ve ülkem için savaşmaya devam edeceğim” ifadesi ile sözünü bitiriyor.